8 Ocak 2015 Perşembe

Little Paris...Bükreş'de muhteşem iki gün..

Merhaba seyir severler...
Bükreş (Küçük Paris) seyahatim için size yazacağıma söz vermiştim..
İşte sözümü tutuyorum..

Bu seyahatimde iki aile daha bizimle seyahate geldiler..
Sorumluluğum büyük..
Otel rezervasyonu, intikaller, gezi programı vb. tüm detayların dikkatle yapılması lazım..
Uzunca bir süre planlama ve koordinasyon ile geçti..
Uçuşları Pegasus ile Oteli Booking'ten ayarladım.. İkisine de güvenim tam.
Uçuş kısa olduğu için (yaklaşık 1,5 saat) sorunsuz geçti.. Pegasus'a teşekkürler..
Artık gizli reklam yapıyorum , dikkat ederseniz :)

                                      

Bükreş havaalanına varınca otele intikal için en uygun vasıta  taksi ile olacağından iki taksi tutmaya karar verdik. Havaalanı dışında taksi tutmak istediğimizde içerdeki rezervasyon makinasından fiş  almamız gerektiğini öğrendik. Bu arada aynı kalitede olmasına rağmen taksi ücretleri km. başına çok farklı, başlangıç ve km. başına ücret arabaların üzerinde yazıyor  dikkat ediniz. Şöförler taksimetreyi çalıştırmadan kullanabiliyor, buna da dikkat..



           Bu seyahat için bize katılan Başaran ailesi uçakta halinden memnun gözüküyor.
                                                      
                                  
                                     
                      Bize katılan diğer aile Topaç'larında gezide keyfi yerinde..

Otel seçiminde artık bir uzman olduğumu (mütevazilik yapamayacağım artık bu  konuda..)  vardığımızda anladık. Bükreş'in en popüler caddesi olan Calea Victoriei' de ve Bükreş'in kalbi olarak anılan bölgede "Ramada Majestic Bucharest Hotel". Otelimizin yanında T.C. kurucusu büyük önderimiz "M.K.Atatürk'ün" anıtı var..Çok mutlu olduk.

                                        





                                      

                                      

Otele yerleşip bir yorgunluk kahvesi içtikten sonra gece için önceden planladığımız fakat rezervasyon yapmadığımız ünlü Caru' cu bere (The Beer Dray) restauranta gitmeye karar verdik.Elimizde haritalarımızla  restaurantımızı ararken, bir saate yakın caddelerdeki ışıklandırılmış ve taş işçiliğinin tüm güzelliklerini sergileyen binalar arasında  gezindik. Bulduğumuzda dışından çok daha güzel bir iç dekarasyonla karşılaştık.. İçerisi hakikaten çok etkileyici güzellikte..Daha girerken iyi ki gelmişiz dedik..






Bu restaurant iç dizaynı, binası, biraları, yerel yemekleri, film seti olarak kullanılması ve yüz yılı aşkın geçmişi ile çok doğru bir seçim oldu. Şehire gelenlerin mutlaka görmesini tavsiye ederim.
Bir süre yer için bekledik. Bu zamanı barda bira içerek ve bütün gece devam eden show programlarını izleyerek değerlendirdik.




Gezi ekibimize katılan Topaç ailesinin yüzüne,  seyahatin sorunsuz ve yolunda gitmesi ile biralar/show programının etkisi yansımakta.. :) 






                                      


Mönü masa büyüklüğünde yüzlerce çeşitten oluşuyor.. Seçmek imkansız ve bizde yerel şarap ile et yemek istediğimizi ifade edip kendimizi garsonun insafına ve önerilerine bıraktık. Muhteşem lezzetli yemeklerden sonra ,  hesabı ve bahşişi sormayın..güzel yemek sonrası  mutlu - mesut otelimize doğru yürüdük..Ama kimse dopdolu midesiyle otele gitmek istemediği için Bükreş'in dondurucu  soğuk gecesinde birçok siyasi olaya tanık olmuş meydanlarını, caddelerini, gazinolarını dolaştık..Çavuşesku'nun kulaklarını çınlattık..

                                         

                                           

                                                   


                                       





Sabah otelin eksiksiz kahvaltısı ile güç toplayıp, lobide günümüz için gezi brifingimizi ve planlamamızı yaptık.. 


                                     


                                      




Resepsiyon görevlisinin önerisiyle günlüğü 6 Euro ve interneti olan özel bir Ipad kiraladık.
Bu Ipade tüm şehirin turistik bilgileri yüklenmiş. Google map üzerine bindirilmiş. Restaurant, müze, meydanlar, caddeler, binalar aklınıza ne gelirse ne ihtiyacınız varsa tıklıyorsunuz sizi oraya götürüyor ve gerekli tüm bilgileri dinliyorsunuz/okuyorsunuz..Rehbere ihtiyaç kalmadı..
                               
                                     



Bükreş'te bir gün içinde nereleri görebileceğimizi planladık. Calea Victoriei caddesinden yapımı ile tüm dünyada yankı yapan ve yaptıran Nikolay Çavuşesku'nun   birgün bile oturamadığı  Parlamento sarayına kadar gidip gelmeye ve bu esnada yolumuz üzeri tüm tarihi yaşamaya karar verdik. Bildiğiniz gibi, 25 yıl yönetimden sonra Nikolay Çavuşesku yönetimi Aralık 1989'da yaygın halk gösterilerinin ardından gerçekleşen askeri müdahale ile devrildi. Kendisi ve karısı, askeri bir mahkemenin televizyonda iki saat boyunca yayınlanan yargılaması sonucu kurşuna dizildi.







                                   



                                                 

                                       
                                           











1984 yılında başlanan inşaatta, 10 adet baş mimara bağlı 700’ü aşkın mimar ve 25 bin işçi çalıştı. Maliyeti düşürmek için inşaatta asker istihdam edildi. Maliyeti 3 milyar Euro’yu bulan saray inşaatı ülke ekonomisini olumsuz etkiledi. Dünyanın ikici büyük binası olarak inşa ettirilen saray, görkemiyle dikkat çekiyor. Devasa yapı, 270’e 240 metre tabana sahip olup, 86 metre yüksekliğe ve 92 metre derinliğinde. Bin 100 odası bulunan saray 2 yeraltı otoparkı ile 12 kattan oluşuyor. Ayrıca iki ek yeraltı katı da olan sarayın yer altındaki 4 katının inşaatı hala tam olarak tamamlanamadı.Binanın kapladığı alan 65 bin metrekare bahçesiyle birlikte toplam 530 bin metrekare. Binada bulunan toplam kapalı alan hacim olarak 2,5 milyon metreküp. Bu ölçüleriyle bina, Mısır'daki Keops Piramidi ile aynı hacimde.

                                                   







Yolumuz üzerindeki saray, kilise, askeri binalar, kapalı çarşı, sanat müzesi ve milli tarih müzesini gezdik..Sizler içinde fotoğrafladım..








Yorulunca birçok cafe ve restaurantlarda yerel lezzetlere devam edip, kahvelerimizi yudumladık..Gezi ekibimiz son derece uyumlu ve neşeliydi..

                                       





                                      

                                       

Bükreş'in geceside görülmeye değer güzellikte .. 24  saat sonunda buranın ifade edildiği gibi "Küçük Paris" olduğuna kanaat ediyorsunuz.. 

                                         


                                                  






Yemek için seçimimiz bu sefer şehrin en popüler caddesindeki pizzacısı.. Hem haftasonu akşamının kalabalığının neşesini , hem de şehirin ruhuna ve enerjisine kendimizi kaptıralım istedim..Bu karar bize çok keyifli saatler ile kendini ispat etti.. Gecemiz  yemekten sonra paralarımızı kaybederken keyif alınan tek yer olan Casinoda sona erdi.. :)

                                                 



                                       

                      
                                               


Son günümüzde zamanımız fazla olmadığı için 30 hektar alan üzerine 300 yapıdan oluşan "Village Museum" a gitmeye karar verdik. Romanya'nın çeşitli bölgelerinden getirilen ve geleneksel köy yaşantılarını bizlere gösteren bu açık hava müzesi çok ilgi çekiciydi.








                                        
                                     
                                        




Muhteşem keyifli ve güzel anılarla  iki gün dolarken geziye katılan herkes çok mutluydu.. Gezi koordinatörü olarak bende  bana güvenenlere sorumluluklarımı yerine getirmenin huzurunu yaşadım. Son kahveler içildi ve havalanına intikal edildi..Yakında  Saraybosna  gezisinde buluşmak üzere hoşçakalın..


  


 İsteyen takipçiler diğer yazılarım için bakınız:  http://kadritalun.blogspot.com

Selam ve sevgilerimle….


Sahip olduklarınızın kıymetini bilmeniz dileklerimle... 


Sağlık,özgürlük,sevgi,aile,güvenilir dostlar...her ne sizi mutlu kılıyorsa..

1 yorum: